8 Ekim 2009 Perşembe

oynnattım haberiniz yok:=)

üç beş oyun hamurum var şimdilerde...
ellerim boya koksada aşina gibi hamurdan hayellere...
üç beş oyun hamuru işte;
deniz aşırı üç martı , bir yelkenli elinde;
dünya kazan ben de kepçe...
oynattım haberiniz yok:)

kısık bir düş görmek bana kalmadı zira güneş benden yana

Konuşulacak bütün kelimeleri tüketmiş olmama imkan yok.
Ama yok işte.
Koca bir olmasından nerdeyse mutlu olacağım.:)
İşitsel bir boşlukta ya bu zihin;
Uzak ve yakın olmanın cefasından bağımsız bir günce içi günahlarım .
İki dudak arası mahkum kul olmaz bu ten...
Yazılmamış satırlar mı bu sevginin evcilleştirdiği?
Bir tını ezelden...
İki boğum arası özgürlük martavalları...
Leylak kokan masumiyet...
Ve perde!
İşte ışık....

enteresan bir mevzu bulamadık işte içiyoruz bu duruma

Lütfen bir rakı doldur!
Az da kavun sofrada...
Peynirse müsesseseden...
Bir de şarkı rica etsem!
En demlisinden ama.
Unutuyordum az kalsın, bana eşilik eder misin?
Çok sıkıcı sayılmam bak :=)izlemek bile kafi...
Neye içelim sen söyle!
Şu fesleğende nasıl güzel kokar ...
Hadi ona içelim bu gece ;
kavuna içelim, sokaktaki lambaya ,damdaki kediye, öten baykuşa, parktaki adama içelim, gecenin soğununa, teleskopun ucundakine içelim,mutfaktaki karıncaları es geçersek ayıp olur .
İşte içelim ya dostum çok sebeb var işte sorma haydi içelim.

sırasındankopamayancıklarsırası

bir çığlık;
iki yankı...
üç çapıldı
bir volkan!
beş bu değil!
dört ahmalık müzesi...
bir çehrenin kokusu
üç maskeler.
kırk kötek,
bir suskun...
iki kupa kızı
altı üstü sek rakı...
üçü beji geçmez ki...

sanırım bir teşekkür borçluyum.

"Arta kalan bütün baharları sildim bir sağnak yağmur eşliğinde...
Yapraklarımı toplasam ne olur şimdi batan güneşin kızıllığında!
Ayaz kesmiş içim oysa, bir ben bilmiyorum.
Soğuk bir yaz akşamı yeşil ve mavinin arasında, ve yıldızlar beni söyler, semada sen ...
Aramıyorum belki...
Bilmemekse ayıp geliyor.
Kötü bir itirafçı olsam gerek.
Utanmıyorumda.
Korkaklıktan feragat edeli de çok mu oldu ne!
Ama şimdi değil diyor akrep yelkovana ;
Zaman benim bildiğimden az ötede işliyor işte...
Ben mi ?

Yoklukla varlık arasındaki huzuru yaşıyorum ya sevgili.
Sen mi?
Senin olmadığın ve bilmediğin var mı ki?"
............
.........
.....

ne söylenir hiç bilemem durumunda olmanın yersiz kaldığı zamanlarda konuş derim....hem de avaz avaz.

Verilebilcek en güzel cevap bekleniyor bu dukaklardan biliyor musun?
Suç mahalinde ikimizde yoktuk aslında....
Öfkeden kopan içimin kopuk telerinin sesinde şarhoşum şimdi...
Benden çıkan sesi biliyorsun!
Şimdi seni dinlemek istiyorum hem de tüm sessizliğimle..

için için sesler

Hiç göktaşı yağmuruna tutuldun mu sen?
Gökten üzerimize serpilen ışık zerreleri...
Ay'ın tebesümü üstümüzde,bak işte!
Bu karanlık değil biliyorsun!
Hadi aç gözlerini, aç ne olur...
Bak bana ;
Bak;
Bu ışık senin için.