6 Şubat 2009 Cuma

gayet acık seçik...

kendimi sevmekle başlıyorum güne.
gülümsüyorum aynadaki yüzüme şiş gözlerimi inceliyorum...
dağınık saçlarım toplamıyorum hiçç..
yorgan arkamdan ağlıyor terkmelerim için...
üzgünüm yatak!
en yakın dostumu doyurmalıyım bu gün....
mutlu olsun o da ...
yine gelicem sana.
ısınırsın yine.
sesleri duyuyorum şimdi.
bardağın ince beline dayanamayan çay kaşığının dansı...
biliyorum dostum ...
bu gün birlikte kahvaltı yapacağız....
seni duymadığım günlerin telafi olsun bu olur mu?
radyonun düğmesine basıyorum ufak bir cızırtı bir iki parmak dokunuşu...
sonunda norah söyler...rain...
zeytinler dolaptaydı sanırım, balı bulamadım ama...
bi koşu gidip ekmekte almak lazım sen alıversen dostum...
en çok sen acıktın:=)
hiç mırıldanma !
hadi doğru markete...
bak demlik homurdanıyor, hatta üstüme bile püskürebilir...
hem sucukla yumurtanın aşkına tanıt olacaksın bu gün...
anahtarı da al zile basma emi..!
geldin mi ne çabuk?çay?
kahvede var?
kokularımı soruyorsun?:=)
ne çok özlemişim seninle kahvaltıyı...
zaman duyamamışım hiç...
sen duydun biliyorum !
hiç acele etme sakın..
ben dinlerim....
mırıldan yeter ki?
(1,12,08)

Hiç yorum yok: